Esrar kullanımından kaynaklanan şizofreni için potansiyel risk biyobelirteçleri bulundu

Özet: Yeni bir çalışma, yeni biyobelirteçlere ışık tutmak ve iki bozukluk arasındaki biyolojik ilişkinin anlaşılmasını geliştirmek amacıyla şizofreni, esrar kullanım bozukluğu ve her iki tanıya sahip bireylerin kanındaki yağ asitlerini analiz ederek karşılaştırdı. Çalışma aynı zamanda yeni biyobelirteçlerin belirlenmesi için güçlü bir araç sunuyor.

Ayrıntılı Açıklama

Esrar, 15-64 yaşları arasında yaklaşık 228 milyon kullanıcısı ile dünyada en yaygın kullanılan maddelerden biridir. Şizofreni gelişme riski, esrar kullanımıyla, özellikle de genç yaşta başladığında önemli ölçüde artmaktadır. Dahası, esrar kullanıcılarının yaklaşık %10'unun yaşamları boyunca esrar kullanım bozukluğu geliştireceği tahmin edilmektedir. İlginç bir şekilde, şizofreni teşhisi konan bireylerin neredeyse üçte biri esrar kullanım bozukluğu kriterlerini de karşılamaktadır; ve esrar kullanım bozukluğu şizofreni hastalarının %42'sini etkilemektedir.

UPV/EHU'nun Nöropsikofarmakoloji grubu, esrara benzer düzeylerde maruz kalmalarına rağmen neden bazı bireylerin şizofreni geliştirirken diğerlerinin sadece esrar kullanım bozukluğu yaşadığını belirleyen biyolojik mekanizmalara ışık tutmak amacıyla, "kanda, bazı kişilerin esrar kullanmaları halinde şizofreni gibi bir psikiyatrik bozukluk geliştirme riskini tahmin etmeye yardımcı olabilecek potansiyel biyobelirteçleri" tespit etmeyi başardı." diyor çalışmanın koordinatörü Leyre Urigüen geçtiğimiz günlerde Scientific Reports'ta yayımlandı.


Bu nedenle araştırma grubu, "esrar kullanmayan bir grup şizofreni hastası, esrar kullanan ve esrar kullanım bozukluğu geliştiren bir grup, esrar kullanımı ile şizofreni ikili patolojisi olan bir grup ve ne psikiyatrik bozukluğu ne de uyuşturucu kullanımı olan bireylerden oluşan bir kontrol grubundan" alınan örneklerin kanındaki yağ asidi içeriğini karşılaştırdı. Çalışmada "esrar kullanan ve şizofreni geliştiren insanlara ne olduğuna ışık tutmak istediler; esrar kullanan ve hiç psikiyatrik bozukluk geliştirmeyenlerden nasıl farklılar?" diye ekledi.


UPV/EHU araştırmacısı, "Bu birey grupları arasında önemli farklılıklar bulduk. Belirli metabolitlerin (yağ asitleri) miktarlarını karşılaştırarak, üç hasta popülasyonu arasında mükemmel bir ayrım yapabildik," diye vurguladı. "Bu çalışmada UPV/EHU'daki Nöropsikofarmakoloji araştırma grubu "bazı yağ asitlerinin esrar kullanan grup ile şizofreni ve ikili tanı hastaları arasında farklılaştığını tespit etti. Bu moleküller potansiyel olarak biyobelirteç olabilir" dedi.

İleriye giden yolu açmak


Araştırmacı bu bulgudan oldukça umutlu: "Esrar kullanımına bağlı olarak şizofreni gibi bir psikiyatrik bozukluk geliştirme riskini tahmin etmeye yardımcı olabilecek kan biyobelirteçleri bulabilmenin önemli olduğunu düşünüyorum ve bu çalışma bu yolun başlangıcı olduğunu kanıtladı. Şimdi bunun, analiz ettiğimizden daha büyük bir insan grubuyla yapılan çalışmalarla kanıtlanması gerekiyor."


Bu bağlamda araştırmacı, çalışmanın güçlü yönlerinden bir diğerinin de "hastalarda plazma lipidomiğinin ince ayarının yapılması; başka bir deyişle, yağ asitlerinin (lipitlerin) tam olarak incelenmesi olduğunu vurguladı. Diğer gruplar tarafından da tekrarlanabilecek bir çalışma yöntemi öneriyoruz ve bu şekilde bu metabolitlerin belirlenmesinde ilerleme kaydedilebilir." Bu yaklaşım, UPV/EHU profesörü Nestor Etxebarria yönetimindeki IBeA araştırma grubu tarafından geliştirilmiştir. Her iki grup da "bu ve diğer pek çok soruya yanıt bulmaya çalıştıkları çalışmaya yönelik çeşitli yaklaşımlar" üzerinde yan yana çalışıyor.

Kaynak: University of the Basque Country